İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Şu ayda yayınlananlar: “Gün: 8 Şubat 2019

Mülâkat

    SORU: O gazete hakkındaki görüşleriniz nedir? CEVAP: O gazete, yüksek idare ve yazı kadrosuyla bir Sabataycı gazetedir. Başka bir şey söylemek gerekmez. SORU: Yayın siyaseti Sabataycı olduklarını göstermiyor… CEVAP: Yahudiler hem tezin, hem de antitezin kendi kontrollarında olmasını isterler. Poppini’nin “Gog” adlı kitabında “Ben Rubi’nin İtirafları” başlıklı bölümü okursanız ne demek istediğimi anlarsınız. (Adı geçen kitap İş Bankası Yayınları arasında çıkmıştır.) SORU: Geleceği nasıl görüyorsunuz? CEVAP: Son derece…

İmanı Kurtarmak

Perşembe   Bir insanın ebedî mutluluğa ermesi ve cennete girmesi için, onun sahih bir itikada sahip olması ve dünyayı hüsn-i hâtime (iyi bir sonla) terketmesi, yâni ömrünün ölümüne iman ile bitişmesi gerekir. İslâm dini bize böyle öğretmektedir. Bazı ilâhiyatçılar, reformcu ve yenilikçi hocalar Ehl-i Kitab da cennete girecektir diyorlar. Onlara kanmayınız, aldanmayınız. Musevîler ve Hıristiyanlar da, selâmetin ve kurtuluşun münhasıran kendi dinlerinde olduğuna inanırlar; Müslümanların cennete giremeyeceğini iddia ederler. Dinlerarası…

Reformcu Diyanet Başkanı Olamaz!

Cuma/Cumartesi   Yeni iktidarın Diyanet Reisini değiştireceğine dair gazete haberleri ve söylentiler var. Halen reis olan zata istifa etmesi teklif edilmiş, kabul etmemiş. Kabinede Diyanet’ten sorumlu Devlet Bakanı bir ilahiyat profesörünü o resmî din dairesine başkan yapmak istiyormuş. Resmi Diyanet İşleri Başkanlığı bizdeki nev’i şahsına mahsus laikliğin garabetlerindendir. Siyasî rejim hem laik olduğunu iddia ediyor, hem de Müslümanlara dinî cemaat olmak hakkını, kendi dinî teşkilatlarını hür ve bağımsız iradeleriyle kurmak…

Müslümanları Tenkit

Pazartesi   Yahoo France’den “Juifs Kurdes” (Yahudiler… Kürtler) kelimelerini vererek bilgi istiyorum, birkaç saniye sonra 1850 dosyanın listesi çıkıyor. Bunların her birini beşer onar dakika harcayarak incelemeye kalkışsam günlerce, haftalarca okumam, not almam, bazılarını yazdırmam gerekecek. Bu gibi işler ekip işi, para işi. Kimbilir öteki internet kaynaklarında bu konuyla ilgili kaç bin dosya var. Yıllardan beri İslâmî kesime sesleniyor, feryat ediyorum: Bilgi bankası kurulsun, stratejik araştırmalar enstitüsü kurulsun, İbrânî dilini…

Neler Döndüğünü Bilen Var mı?

Çarşamba Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal ettiği zaman ABD ve müttefikleri oradaki İslâmî cihad hareketini desteklemişler, mücahidlere, başta silah ve mühimmat olmak üzere her türlü yardımı yapmışlardı. Daha sonra aynı Amerika ve müttefikleri Taliban hareketini de desteklemişti. Sonra da bilindiği gibi o İslâmî rejimi yıktılar yerine fantoş bir hükümet getirdiler. ABD’nin Müslümanları desteklemesi, İslâmcı bir rejimi başa geçirmesi olmayacak ve olmamış bir şey değildir. Girift (karmaşık) politika ve diplomasi meselelerini zâhire…

Türkiye Protestanları

Pazar   Türkiye Protestan Kiliseler Birliği Hukuk Danışmanı Süryani Avukat Orhan Kemal Cengiz, “Protestanların Türkiye’de Karşılaştıkları Hak İhlallerinin İnsan Hakları Hukuku Bakımından Değerlendirilmesi” başlığını taşıyan bir broşür yayınlamış (2002, Ankara, büyük boy 29 sayfa). Adı geçen yayında ülkemizde Protestanların hak ve hürriyetlerinin çiğnendiği, kiliselerinin kapatıldığı, misyonerlik bir suç olmadığı halde Protestan inancını yaymakla vazifeli kimselere baskı yapıldığı gibi iddialar yer alıyor. Broşürün “Sunuş” kısmında, Türkiye Protestan Kiliseler Birliği Temsilciler Kurulu…

M.Esed’in Sakıncalı Meâl ve Tefsiri

Salı   Bundan yıllarca önce merkezi Mekke-i Mükerreme’de bulunan Râbıtatü’l-Âlem’il-İslâmî, Yahudilikten dönme Muhammed Esed’e İngilizce bir Kur’ân meâli ve tefsiri siparişi veriyor. Kitap hazırlanıyor, ilk cildi İsviçre’nin Cenevre şehrinde basılıyor. Sonra birtakım tenkitler ve söylentiler üzerine sekiz kişilik bir komite kurularak ilmî açıdan bu meâl ve tefsir çalışması kontrol ettiriliyor.Bu heyetin içinde, merhum Hasan el-Benna’nın damadı, Dr. Said Ramazan da bulunmaktadır. Komite kitabı inceleyecek, herhangi önemli bir sakınca ve yanlışlık…

Taha Akyol Demiş ki…

Çarşamba   Zaman gazetesi Taha Akyol ile bir röportaj yapmış; Akyol bunun bir yerinde şöyle söylemiş: “…..Batı toplumları da feodaliteden bu noktaya geldi. Bunlar dinî düşünceyi de etkileyecek. Kalabalığın hareketi yerine daha bireysel, daha yaratıcı bir din anlayışı gelişiyor. Gençlerin okuduğu kitaplarda artık eski klasik kaynakları bulmak çok zor. Fethullah Gülen ve Prof. Dr. Mehmet Aydın Türkiye’deki dinî değişimin somut örnekleridir. Hayrettin Karaman bile fıkıh ağırlıklı olmasına rağmen eskisine göre…

Haysiyetli Dış Politika

  Kuzey Kore’deki rejimi, hâkim ideolojiyi hiç mi hiç tutmayan, doğru bulmayan bir kimseyim ama o ülkenin çok bağımsız, çok haysiyetli bir dış politikası olduğunu da kabul etmek zorundayım. Nükleer güç konusunda ABD’ye nasıl kafa tuttu ve tutuyor. Sam Amca’nın tehditlerine pabuç bıraktığı yok; “Savaş mı?.. Cesaretin varsa gel savaşalım…” demesini bildiler. Avrupa’da Fransa ve Almanya da haysiyetli dış politiklara sahiptir. Amerika’ya: – Elinde doğru dürüst, geçerli deliller olmadıkça Irak’a…

Düşünceler

Salı   İslâmî ilimleri ehliyetli hocalardan okuyup icazet almamış, yeterli din kültürü sahibi olmamış bir kimsenin din hakkında konuşması, dinî meseleleri mıncıklaması, heva ve hevesine göre hüküm vermesi hem o kişi için, hem de mensubu bulunduğu ümmet için büyük bir felakettir. Aynı şekilde, siyasî kültürü olmayanın siyasetten, devlet idaresinden bahsetmesi, bu konularda ulu orta konuşması ve yazması da hem büyük bir cehaletin eseridir, hem de büyük felaketlere ve hayal kırıklıklarına…

Yollar, Kaldırımlar, Mimarlık

Perşembe   Bir toplum, bir ülke medenî ve düzgün müdür, yoksa bedevî ve ilkel midir; anlamak için onun yollarına ve kaldırımlarına bakmak yeterlidir. Zamanımızda, yol ve kaldırım inşası bu konuda çok temel bir ölçü ve kıstastır. Bir ülkenin, bir şehrin yolları ve kaldırımları güzel, vasıflı, sağlam, zevkli, sanatlı, estetik ise oradaki insanlar ve idareciler medenî ve vasıflı kimselerdir. Değilse, halkı ve idarecileri molozdur, vasıfsızdır, kötüdür. Paris’i geziniz ve yollarına, kaldırımlarına…

Ehl-i Kitab ile Amentüde İttifakımız Yoktur!

Pazar Zaman gazetesinde “Ehl-i Kitab ile Amentüde İttifakımız Var” başlığı ile bir yazı çıkmış. Yazıda şu paragraflar yer alıyor: “Zaten dikkatlice bakıldığında görülecektir ki, Ehl-i Kitabla temel noktalarda birlikteyiz. Daha meşhur ifadesiyle amentüde ittifakımız vardır. Çünkü Allah’ın gönderdiği kitapların hemen hepsinde tekrarlanan amentüdür. Allah birdir. Peygamberler haktır. Melekler vardır. Kitaplar gönderilmiştir. Ahiret vardır. Ölen insanlar bir gün dirilecektir, yaptıklarının mükafatını, kötülüklerinin de mücazatını göreceklerdir. Bu temel noktalar bir amentüden başkası…

Mülâkat

    SORU: O gazete hakkındaki görüşleriniz nedir? CEVAP: O gazete, yüksek idare ve yazı kadrosuyla bir Sabataycı gazetedir. Başka bir şey söylemek gerekmez. SORU: Yayın siyaseti Sabataycı olduklarını göstermiyor… CEVAP: Yahudiler hem tezin, hem de antitezin kendi kontrollarında olmasını isterler. Poppini’nin “Gog” adlı kitabında “Ben Rubi’nin İtirafları” başlıklı bölümü okursanız ne demek istediğimi anlarsınız. (Adı geçen kitap İş Bankası Yayınları arasında çıkmıştır.) SORU: Geleceği nasıl görüyorsunuz? CEVAP: Son derece…

Bazı Zengin Çocuklarına Mektup

Cumartesi   Zaman zaman gazetelerde isimlerinizi ve resimlerinizi görüyorum. Televizyonum olmadığı için, ekranlarda arz-ı endam ediyor musunuz bilmiyorum. Pahalı ve güzel kılık kıyafetleriniz olduğu söyleniyor. Pahalı olup olmadıkları hususunda bir şey demem ama güzel olmadıklarını söyleyebilirim. Lüks, refah, konfor içinde yaşıyormuşsunuz; su gibi para harcıyormuşsunuz. Çoğunuz gece kulüplerinde sık sık felekten kâm alıyormuş. Bazınız pahalı mankenlerle arkadaşlık yapıyormuş. Hayatlarınız doların milyonları ile ölçülüyormuş… Bazılarınızın pederleri ünlü münlü, anlı şanlı, pek…

Bozuk Medyamız

Cumartesi   Bazı gazeteler ve gazeteciler, fazla büyütülmemesi gereken hadiseleri haddinden fazla abartıyor; habbeyi kubbe, pireyi deve yapıyor. Büyük medyamız bazı önemli konularda âdil, objektif, bîtaraf, sâkin, soğukkanlı hareket edemiyor. Bizim gazeteciliğimiz çok gariptir. Haber vermek veya yorum yapmak yerine yönlendirmek, manipüle etmek, kışkırtmak tercih ediliyor. Ciddî bir gazete veya televizyon kesinlikle militanlık, fanatizm, aşırılık sergilememesi gerekir. İç sayfalarda bir iki sütuna verilmesi gereken bir haberi manşet, hattâ sürmanşet yapıyor,…