Salı İbn Haldun, Mukaddime’sinde bazı topluluk ve kavimleri özetle şöyle anlatır: Onların erzakları, zahireleri bitince silahlanırlar, atlarına binerler ve ekip biçen, üreten kavimlere saldırırlar, ihtiyaç ve erzaklarını talan ve yağma ile tedarik ederler, biraz da köle alırlar ve yurtlarına dönerler… Bu talancılar ve yağmacılar modern dünyanın şartlarına uymasını bilmişlerdir. Artık pusatlanıp atlara binip akın etmek şekli tarihe karışmıştır. Asrî ve postmodern yağmacılar ve talancılar pahalı kostümler giymekte, lüks gömleklerinin…
Şu ayda yayınlananlar: “Gün: 13 Şubat 2019”
Salı Yaldızlı sözlere, parlak vaadlere kanmayınız; zehri teneke kupa içinde sunmazlar. Hakikî ile sahte arasını ayırt edecek uzmanlığınız, birikiminiz, firasetiniz yoksa bilenlere sorunuz. Danışmadan, istişare etmeden bir iş yaparsanız sonra pişman olursunuz. Onüç yaşında bir çocuktum, 1946 seçimlerini gördüm. Köy meydanında sandığın yanında seçim heyeti vardı. Köylü kadınlar yüzlerini, bir gözleri görünecek şekilde örtmüşler, oy vermek için sıraya girmişlerdi. Oyların zarflara gizlice konulması için hücre falan yoktu. Zaten bizim…
Çarşamba Türkiye’de devletin yapmadığı, yapamayacağı, yapması mümkün olmayan birtakım esrarengiz işler, manipülasyonlar, provokasyonlar (kışkırtmalar) oluyor. Peki bunları hangi şahıs veya zümreler, hangi güçler yapıyor? Hangi hakla, neyin adına yapıyorlar? Halkı zümrelere, kutuplara ayırmak, onları birbirleriyle çatıştırmak kimin, hangi gücün işidir? Bu ülkede yıllardan beri halkımız Sünnî Alevî, sağcı solcu, dinci lâik, Türk Kürt, şucu bucu diye birbirine zıt, karşıt, rakip, hattâ bazen düşman kesimlere ayrılmıştır. Ülkenin, devletin, milletin menfaati…
Pazartesi Zamanımızda Türkiye Müslümanlarının çok büyük bir kısmı başıboş kaldı. Eskiden Müslümanları ayakta tutan, yönlendiren, doğru yolda yürüten, kontrol eden, frenleyen, uyaran müesseseler (kurumlar) bulunuyordu. Bunların hepsi yıkıldı. Hangi müesseselerdi bunlar? – Medreseler(di) : Medreselerde Şeriat, zâhir ilimleri okutuluyor; müderris, fakih, müftü, vaiz, imam yetiştiriliyordu. İmam Hatip okulları ve İlahiyat fakülteleri onların boşluğunu dolduramadı. Tâmir perdesi ardında dini tahrip eden reformcu, yenilikçi, bid’atçi cereyanlar çıktı. İslâm dininin esası (temelleri)…
Pazar Emperyalizm kötüdür ama emperyal ve global zihniyete ve emellere sahip olmak kötü değildir. Fransa, 20’nci asırda sömürge imparatorluğunu kaybetti; lakin lisanıyla, edebiyatıyla, kültürüyle, ilmiyle, irfanıyla, tekniğiyle, eğitimiyle, üniversiteleriyle emperyal bir devlet ve ülke olmaya devam ediyor. İkinci cihan harbinin sonuna kadar İngilizlerin sömürge, dominyon, protektora ve diğer mülkleri dünya üzerinde öyle yayılmıştı ki, o imparatorluğun üzerinde güneş hiç batmıyordu. O da elden gitmiştir. Gitmiştir ama İngiltere lisanıyla, kültürüyle, siyasetiyle…
Perşembe İnsanın kalitesi, fazileti, üstünlüğü, gücü iki kaynaktan gelir. Birincisi: Biojenetiktir; tabiatında, yaratılışında, cibilliyetinde vasıf vardır. İkincisi: Eğitimle, talim ve terbiye ile, rehberlik ile gelen vasıf, üstünlük, güçtür. Biojenetiğinde, cibilliyetinde, yaratılışında vasıf olmayan kimse tahsil, talim ve terbiye görerek biraz vasıf kazanabilir ama kesinlikle çok olgun, kaliteli, kâmil bir insan olamaz. Binaenaleyh bir toplumun idarecileri ülkeye, millete, devlete, insanlığa, gerçeğe hizmet edecek vasıflı, üstün insanlar yetiştirmek istiyorlarsa adayları seçmek,…
Pazartesi Türkiye halkı şifahî bir toplum. Bu toplumun çoğunluğunu teşkil eden Müslümanlar “En şifahî toplum” durumundadır. Yeni bir Ramazan’a çok az kaldı. Halkı, gençliği bilgilendirmek, uyandırmak, müjdelemek, korkutmak için bu Ramazan’da da küçük faydalı broşürler dağıtılmayacaktır. Kitap demiyorum, broşür diyorum. Çünkü kitap pahalıya mal olur, az basılır. Günümüzde kitap tirajları 1000’e, 500’e düşmüştür. Yetmiş milyonluk büyük bir ülke için bu rakam ne kadar azdır, ne kadar gülünçtür. Kültür ve…
Pazar Son yıllarda maddî dünya başarılarına yönelik çok sayıda kitap yayınlanmaya başladı. Kısa Zamanda Zengin Olmanın Yolları… Aklını Kullan, Zekanı İşlet, Çabuk Yüksel… Başarının On Altın Anahtarı… Self Dedüksiyon ve Oto-Endüksiyon Metoduyla Kendini Geliştirme…Süper Astral ve İnter Global Metod… Velhasıl yüzlerce ciddî veya garip kitap. Hepsi de dünya başarıları nasıl elde edilir, nasıl kısa zamanda zengin olunur, nasıl harika yol ve metodlarla başarıya ulaşılır… gibi konuları işliyor ve okuyucularına…
Cumartesi İçindekiler: Dönmeler öyle doğrudan doğruya kabak gibi intikam almazlar. Dolaylı şekilde vururlar, cezalandırırlar. Bu işi de bizzat kendileri yapmazlar, “Benzeme, benzet” prensibi gereğince “benzetilmişlerin”, “Dönmeleştirilmişlerin” eliyle ve vasıtasıyla yaparlar. Onların hiç istemedikleri, hiç hoşlanmadıkları bir şey varsa o da Dönmeliklerinin meydana çıkmasıdır. İki kimliklidirler ama sadece birisinin bilinmesini arzu ederler, öteki asıl kimlikleri gizli kalmalıdır. Dönmeler, hukukun bilhassa ceza kısmına çok önem verirler. Yakın tarihimizde dönmelerin…
Cuma Norveç, İsveç, Danimarka, Finlandiya gibi ülkelerin bir bölünme, paylaşılma, hegemonya altına alınma problemi yoktur. Gerçi Sovyetler Birliği batıncaya kadar Finlandiya Rusya’nın nüfuzu altındaydı ama yine de hür ve bağımsızdı, demokratik bir rejime sahipti. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra üzerindeki kâbus kalktı. Bizim Türkiye’miz onlar gibi değil. Hem dışarıdan, hem içeriden ülkemiz tahakküm altına alınmak, nüfuz sahası haline getirilmek, uydulaştırılmak, hattâ paylaşılmak isteniyor. Paylaşılma dediğim vakit öyle şaşırıp hayret etmeyin…
Cuma Milletlerin, ülkelerin tarihinde akla hayale sığmayan garip ârızalar ve kazalar vardır. Bunlardan biri Rusya’da Çarlığın son zamanında çıkmış olan Rasputin’dir. Bu çam yarması mujik, içkiye ve kadına düşkün bir Sibiryalıydı. Bir Ortodoks tarikatına mensuptu. Kendisinde olağanüstü sezgiler, güçler, iyileştirme hassası mevcuttu. Çar ve Çariçenin tek oğulları, veliaht hemofili hastalığı ile illetliydi, yâni bir yeri kanadı mı, kanı dinmiyordu. Bir gün bütün ihtimamlara rağmen düşmüş, bir iç kanama geçirmiş, kanı…
Perşembe Roma imparatorluğu varken elektrik yoktu, buhar makineleri yoktu. Vapurlar, tayyareler, elektrikli ve elektronik aletler, trenler, radyo, telefon, televizyon, gökte uydular, denizaltılar, barut, ateşli silahlar, atom bombası yoktu. Çamaşır makinesi, bulaşık makinesi de yoktu. Ama tarihe şan vermiş bir Roma vardı, Roma medeniyeti vardı, Roma hukuku vardı, Roma nizamı vardı. Zamanımızda bazı kıt akıllılar medeniyet denilince elektrik gücünü, uçakları, trenleri, otomobilleri düşünüyor, onları medeniyet sanıyor. Hayır, medeniyet dünyaya verilen nizamdır,…
Cumartesi Hazret-İ Mevlânâ Mesnevî’nin 3044’üncü beytinde meâlen şöyle buyuruyor: “Her kim Hak kapısında ‘ben’ ve ‘biz’ diyecek olursa o kimse ‘lâ’ vâdisinde dönüp dolaşıyor demektir. Öyle olanlar dost kapısından kovulur.” Bu beyitten sonra Mesnevî’de şöyle bir fasıl başlığı bulunmaktadır: “O kimsenin kıssası beyanındadır ki, yârin kapısını çaldı. Yâr içeriden ‘Kim o?’ diye seslendi. Kapıyı çalan ‘benim’ cevabını verince yâri ona ‘madem ki, sen sensin, kapıyı açmam. Yaranımdan benlik mertebesinde kalmış…
Cuma Türkiye devleti, Türkiye Cumhuriyeti bizim devletimiz, bizim Cumhuriyetimizdir. Biz kimiz? Biz, Türkiye halkıyız. Bütün çeşitlilikleriyle, bütün altkimlikleriyle halkın hepsinin, tamamınınn, tümünün devleti ve Cumhuriyetidir bu devlet ve Cumhuriyet. Birtakım gizli, esrarlı klikler, şebekeler, çeteler, egemenler “Cumhuriyet bizim Cumhuriyetimizdir, bu devlet bizimdir. Bizden olmayanlar, bizim gibi olmayanlar, bizim görüş ve ideolojilerimizi paylaşmayanlar devlet ve Cumhuriyet için bir tehdit ve tehlike oluşturmaktadır. Devleti ve Cumhuriyeti onlara karşı koruyacağız. Devleti ve Cumhuriyeti…
Türkiye Ortadoğu’nun Japonyası olabilirdi. Türkiye en az bir Güney Kore olabilirdi. Türkiye bir Taiwan, bir Singapur olabilirdi. Türkiye İsveç’ten,Norveç’ten, İsviçre’den, Hollanda’dan daha zengin, daha kalkınmış, daha üretken, daha güçlü olabilirdi. Ama olamadı. Çünkü düşmanlarımız dışarıdan, biz içerden ülkemizi, halkımızı, devletimizi köstekledik, batırdık, bitirdik. Soruyorum: Türkiye, isteseydi, istenilseydi Güney Kore’ninki gibi yüzde yüz yerli ve millî bir otomobil sanayii kurup da, her yıl mükemmel, kaliteli, güzel otomobilleri bütün dünyaya ihraç…